Son dakika haberi… Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail’in Hizbullah’a siber akınlarına ait “İlk gün Lübnan Başbakanı ile görüştüm, geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Şu anda bölgedeki tırmanma kaygı verici” dedi.
Bakan Fidan, Suriye ile alakalara yönelik “Esad ile görüşmeye hazırız” iletisi verdi.
Hakan Fidan’ın açıklamalarından satır başları şu halde;
Son iki gündür Lübnan’da olan patlamalar ‘fırsat operasyonu’ olarak bedellendirilen operasyonlar. Bir fark var bu büyük çaplı bir operasyon. Birinci gün Lübnan Başbakanı’nı aradım, her türlü tıbbi takviyeye hazır olduğumuzu söyledim.
BÖLGEDEKİ TIRMANMA KAYGI VERİCİ
İsrail’in taarruzları adım adım Lübnan’a gerçek tırmandırmaya başladığını görüyoruz. Bölgedeki tırmanma telaş verici.
İsrail’in operasyonlarının giderek daha provokatif bir biçime dönüşmesi ve İran ile Hizbullah’ın karşılık vermeme ihtimalinin kalmadığı bir duruma geldi.
TÜRKİYE HAREKETE GEÇİYOR
Türkiye siber güvenlik konusunda aslında büyük bir farkındalık var. Müstakil bir siber güvenlik teşkilatının kurulmasıyla ilgili husus hükümetimizin de gündemine getirildi.
Ulaştırma Bakanlığı’nda kurumlarımız var ve MİT’te epeyce kabiliyetli üniteler var. Cumhurbaşkanımız bunun artık olması gerektiğine dair bir irade koydular.
‘ÜRDÜN ASKERİ OLARAK ALARMDA’
Dün Ürdün’deydik. Ürdün de kendisini bir askeri alarm seviyesine getirmiş durumunda.
‘FİLİSTİN TOPRAKLARINI ÇALMA PROJESİ DEVAM DİYOR’
Netanyahu’nun Batı dayanağıyla bölgede yürüttüğü Filistin topraklarının tamamını çalma projesi devam ediyor.
Şu anda İsrail’deki fanatik zihin, aklı selimden uzak, yok etmek üzere dizayn edilmiş bir siyaset uyguluyor.
Gazze’den sonra Lübnan’a geçiyor. Tahminen daha sonra öteki amaçlara yönelecek. Bunu yaparken ABD dayanağını de yanına alıyor.
Uluslararası sistemin geç olmadan buna dur demesi gerekiyor. Bu çılgınlık yalnızca Filistinlilere ziyan vermiyor, İsraillilerin de geleceğini ipotek altına alıyor.
AB İLE İLİŞKİLER
AB Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısına uzun mühlet sonra davet edildik. Burada uzun vakittir birlikte çalıştığımız bakanlarla görüşlerimizi paylaşıyoruz, Borrell ile de tıpkı halde. Cumhurbaşkanımız AB ile ortaya koyduğu yenilenmiş bir vizyonu var. Cumhurbaşkanımız seçildiği andan itibaren de Türkiye’nin AB vizyonu ile ilgili görüşünün değişmediğini ortaya koymuştur.
AB’de 2008’den itibaren siyasi iradenin değişti ve bu irade Türkiye-AB ilgilerini ortada bıraktı. Son yıllarda kimi sübjektif yaklaşımlar, AB gündeminde Türkiye ile alakaları tabana çekti.
Özellikle, son 3-4 yıldır Rusya-Ukrayna savaşı başta olmak üzere, Gazze savaşıyla birlikte AB’nin jeostrajetik olarak alarma geçtiğini görüyoruz.
BRICS ÜYELİĞİ
AB ile bizim ekonomik entegrasyonumuz üyelikle taçlansaydı, tahminen biz birçok bahiste bu cinsten bir arayışta olmayacaktık.