Son yıllarda Türkiye ve dünyada yaşanan doğal afetlerde artış gözlendiğine dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, sarsıntı, sel, fırtına ve yangınların, neden olduğu çok sayıda can kaybının yanı sıra toplumsal ve ekonomik hayatı da olumsuz etkilediğini bildirdi. Bu noktada sigortacılık sisteminin çeşitli riskler için sunduğu müdafaa eserlerinin büyük kıymet taşıdığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
YAPMAK YETMEZ KORUMAK GEREKLİ
“Sigortacılık sisteminin çeşitli riskler için bizlere sunduğu muhafaza eserleri çok büyük ehemmiyet arz etmektedir. Ekonomik büyüme ve toplumsal refah için sanayi tesisleri kurmak, yeni iş modelleri ve teknolojiler geliştirmek tek başına kâfi olmuyor. Kurulan tesislerin, elde edilen kazanımların tıpkı vakitte da korunması yani sürdürülebilirliğin sağlanması gerekiyor. İş sürekliliğinin sağlanması ve sürdürülebilir büyüme için risklerimizi sigorta şirketlerine devretmeliyiz. Yani konutlarımızı, fabrikalarımızı, iş yerlerimizi, ticari alacaklarımızı en kıymetlisi de hayatımızı ve sıhhatimizi sigortalatmalıyız.”
Tüm dünya için örnek olan ve DASK kurumunca sunulan mecburî zelzele sigortasının kapsamının genişletilerek mecburî afet sigortasına (ZAS) dönüşümünün sağlandığını anımsatan Hisarcıklıoğlu, “2025 yılında yürürlüğe girecek uygulamayla vatandaşlarımız zelzelenin yanı sıra sel, orman yangını, fırtına üzere risklere karşı da müdafaa altına alınacak. Felaketin olumsuz tesirleri çok daha süratli biçimde bertaraf edilecek. Birliğimiz çatısı altında Sigorta Acenteleri İcra Komitesi (SAİK) ve Sigorta Eksperleri İcra Komitesi (SEİK) bünyesinde örgütlenen sigorta acenteleri ve eksperler, Türkiye’deki sigorta bölümünün sağlıklı bir biçimde gelişmesine kıymetli katkılar sağlıyor. ZAS uygulama sürecinde de acente ve eksperlerimiz kıymetli misyonlar üstlenecek” sözlerini kullandı. m AA